Bir şehrin güzelleri ile doğal ve tarihî güzelliklerini anlatan şehrengizler, klasik Türk edebiyatının nazım türleri arasında bulunmaktadır. 16. yüzyılın başından itibaren gelişen bu tür kısa zamanda yaygınlaşmış ve pek çok eser kaleme alınmıştır. Yazıldıkları dönemin kültürel hayatına dâir önemli bilgiler içeren bu eserler, çoğunlukla mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Şehrengizlerin dili, diğer pek çok türe göre sade ve yalındır. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi T 3534 numarada kayıtlı bir mecmuanın 28b-32a varakları arasında bulunan, 17. yüzyılın sonu 18. yüzyılın başında yaşadığı düşünülen Fâ’iz mahlaslı bir şairin Farsça kaleme almış olduğu İstanbul Şehrengizi, mesnevi nazım şekliyle yazılmış olup 343 beyittir. Söz konusu eser, Şehrengîz-i Der-Vasf-ı Belde-i Fâhire-i İstanbul ifadesiyle başlayıp Der-Na’t-ı Seyyidü’l-Mürselîn, Münâcât, Der-Vasf-ı Eyüp, Der-Vasf-ı Galata, Der-Vasf-ı Tophane, Der-Vasf-ı Beşiktaş, Der-Vasf-ı Hisâr-ı Rumeli başlıklarıyla devam etmektedir. Her ne kadar ayrı bir başlık açılmasa da şairin 90. beyitten itibaren Ayasofya anlatımına da yer verdiği görülmektedir. Bu çalışmada İstanbul Şehrengizi’nin çeviri yazılı metnine yer verilerek şekil ve muhteva özellikleri üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Klasik Türk edebiyatı, şehrengiz, Fâ’iz, İstanbul.