1950 kuşağı önemli kadın hikâyecileri arasında yer alan Tomris Uyar, kurgularında hayatın dışında kalmamış, ferdî temaların ardından toplumun sorunlarına ışık tutmuştur. Yazar, bireyin iç dünyasına süzülerek onun yalnızlığına, bunalımına, dikte ettirilen geleneğe karşı duruşuna, çıkmazlarına, yorgunluklarına, haksızlıklarına değinmiştir. Ama daha çok birey içinde ‘kadın’ onun odak noktasındadır. Yazar, hikâyelerinde sadece ötekileştirilen, yalnız kalan kadınlardan bahsetmez. Onun kadın kahramanları arasında ayakları üzerinde duran, iş sahibi, eğitimli ve güçlü kadınlar da vardır. Ama yazar kadının her ne konumda olursa olsun toplumda gördüğü şiddeti görmezden gelmez. Bu dönem Türk edebiyatının seyrinde kadına bakışın değişmesi, daha da sesli eleştirilerin getirilmesi ile Uyar da kadınların arkasında durur. Özellikle kadın yazarların kaleminden çıkan ataerkil toplumda görülen toplumsal cinsiyet ayrımının yarattığı meseleler böylelikle Tomris Uyar’ın hikâyelerinde de yerini bulmuştur. Buradan hareketle, çalışmamızda her biri ayrı araştırmanın konusu olacak bu meselelerin arasından yalnızca kadının yaşadığı şiddeti ele aldık. Hikâyelerde kadının hangi şiddetlere maruz kaldığının izleri sürülmeye çalışmıştır. Amacımız, yazarın bu olguyu hangi yönleriyle ve nelerden beslenerek yansıttığını, okur merkezli bir kuram olan feminist eleştiriden faydalanarak ortaya koymaktır.
Uyar, şiddet, kadına şiddet, feminist eleştiri.