Aşk, insanlık tarihi boyunca çeşitli görüşler, inançlar ve kabuller bağlamında farklı bakış açıları kazanmış ve kendisine gerek birbirlerine yakın gerekse tamamen uzak pencereler edinerek anlam dağarcığını genişletmiştir. Bu çalışmada Fransız şair Louis Aragon’un “Dünyanın en güzel aşk hikâyesi” yorumuna layık gördüğü ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un “Cemile” adlı hikâyesi ve söz konusu âşıkları, Freud’un psikanaliz kuramıyla ele alınmış ve karakterleri aşk olgusuna götüren bilinçaltı sebepler üzerinde durulmuştur. Özellikle 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan psikolojik gelişmeler insan davranışlarının gözlemlenmesi ve yorumlanması konusunda farklı kapılar aralayarak davranışların kökenine inme fikrini gündeme getirmiştir. Bu bağlamda aşk ve sevgi kavramı da bilim insanları tarafından birçok kez farklı metotlar ve görüşlerle açıklanmaya çalışılmış, böylece aşka ve sevgiye olan bakış açısı kendine yeni ufuklar edinmiştir. 20. yüzyıldan itibaren edebiyat dünyasını da yakından etkileyen bu gelişmeler, öykü ve roman karakterlerinin ruhsal tahlillerinin yapılmasına ve psikolojik yönelimlerinin tutarlı bir disiplinle açığa çıkarılmasına katkı sağlamıştır. Bu çalışmada, Freud’un “savunma mekanizmaları” ve “aşk koşulları” temel alınarak, “Cemile” hikâyesindeki karakterleri aşka sürükleyen bilinçaltı sebepler açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.
Aşk, Aytmatov, Cemile, Freud, psikanaliz.