En büyük toplumsal kırılma, değişim ve bunalım dönemleri savaş zamanlarıdır. Bir yandan yok olma tehdidinin, kutsalı yitirmenin baskısı diğer yandan da bulunduğu alanda tutunma çabası, savaş içerisindeki toplumun fiili olduğu kadar kültürel ve psikolojik bir mücadele vermesini de gerekli kılar. Bu nedenle savaş dönemlerinde hem savaşın sürecini anlatan hem de savaş sonrası için bir alternatif tarih birikimi sunan edebiyat metinlerine sıklıkla rastlanır. Savaş edebiyatı, tüm toplumsal dinamiklere seslenen bir yapı gösterir. Savaş öncesinde yaklaşan tehdidi haber vermek ve milli direnci oluşturmak; savaş sırasında halka moral vermek, bir propaganda gücü oluşturmak; savaş sonrasında ise sarsılmış özgüven duygusunu tamir etmek ve yaşananları unutturmak amacıyla oluşturulan edebî eserler, savaş edebiyatı içerisinde değerlendirilir. Ayrıca kazanılmış bir savaş için kolektif bilinçaltını beslemek, ulusal gururu kuvvetlendirmek, bulunulan coğrafyada mekânsal kimliği pekiştirmek için eserler verilirken; kaybedilmiş bir savaş sonucunda, geçmişteki var oluşu unutturmamak, savaş ile elden çıkan coğrafyalardaki tarihi ve kültürel unsurları gelecek kuşaklara taşımak için de savaş edebiyatı eserleri üretilir. Bu makalede Aka Gündüz’e ait Muhterem Katil isimli eserin, savaş edebiyatı içerisinde Türklük, Turan, millî kin ve etnosentrizme yönelik bir söylem olarak nasıl kullanıldığı incelenmiştir.
Muhterem Katil, Aka Gündüz, tiyatro, etnosentrizm, Turancılık.