Klasik şiirin hemen hemen bütün konularının esas noktasında bir sevgili motifi bulunmaktadır. Bu sevgili bazen tasavvuri bir tip, bazen Allah bazen de peygamber, padişah gibi kişiliklerdir. Cinsiyeti belirsiz olan sevgili, geleneğin etkisiyle uzun boylu, ince belli, parlak yüzlü, siyah gözlü, âşığına sürekli zulmeden, vefasız vb. özelliklerle nitelendirilmektedir. Kimi zaman Leylâ, Şîrîn gibi isimlerle; kimi zaman da yâr, dilber gibi adlandırmalarla muhayyel bir tipleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadın kavramı denildiğinde ise sadece sevgili akla gelmemelidir. Çünkü şiirde genellikle benzetmeler sevgili çevresinde şekillenmekle birlikte, kadın kadrosuna anne, dadı, cariye, hizmetçi gibi tipler de dâhil olmaktadır. Bu kadroda her kadının bir rolü, toplum tarafından kendisine yüklenen görevleri vardır. Çalışmamızın konusu da Leylâ vü Mecnûn mesnevisinde bahsi geçen kadınlar ve şiirdeki konumlarıdır. Hazırladığımız bu çalışmada Fuzûlî’nin Leylâ vü Mecnûn mesnevisi incelenmiş ve mesnevide yer alan kadın kadrosu belirlenmiştir. Bu kadronun mesnevideki vazifeleri ve olaylar karşısındaki tutumları tespit edilmiştir. Böylece şairin kaleminden toplumun kadına bakış açısı, kadından beklentileri, kadının yaşadıkları karşısındaki duruşu aktarılmaya çalışılmıştır.
Leylâ vü Mecnûn, mesnevi, kadın.