Amacı bir olayı anlatmaktan ziyade bir hikmeti dile getirmek, okuyucu üzerinde izler bırakmak olan Ebû’l-Mihcen hikâyesi, Peygamber Efendimiz döneminde geçtiği rivayet edilen bir olayı konu edinmektedir. Yer, zaman, şahıs kadrosu belli olan bu hikâye, Ebû’l-Mihcen etrafında gelişmektedir. Kaynaklarda, hikâyenin merkezinde olan bu kahramanın kim olduğuna dair net bir bilgi tespit edilememiştir. Kahramanın, şair sahabe Ebû’l-Mihcen es-Sekafî ile arasında isim benzerliğinin dışında, yaşadığı dönem ve katıldığı Kadisiye Savaşı gibi ortak noktalar tespit edilmiştir. Fakat bu ortaklıklar, hikâye kahramanının gerçek kimliğini ortaya çıkarmak konusunda yeterli değildir. Zira dinî-menkıbevi nitelikleri haiz bu hikâyenin farklı nüshalarında hikâye kahramanının müstensihten kaynaklandığını düşündüğümüz farklı isimlerle anıldığı da belirlenmiştir. Çeşitli kütüphane kataloglarında ve eserin farklı nüshalarına ait yapılan çalışmalarda hikâyenin Mu’cizât-ı Nebî, Mu’cizâtü’n-Nebî gibi farklı şekillerde başlıklandırıldığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada Mu’cizâtü’n-Nebî hikâyeleri üzerine yapılan çalışmalara ek olabilecek mensur ve manzum iki nüsha üzerinde durulmuştur. Öncelikle hikâyenin nüsha hususiyetleri ele alınmış, akabinde hikâyenin tematik boyutu irdelenmiştir. Çalışmada bu iki nüshanın neşri de yapılmıştır. Neşredilen mensur metin Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Manzum olanı ise biri İBB Atatürk Kitaplığı’nda, diğeri ise Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde olmak üzere iki nüshası bulunan muhtasar metindir. Manzum metin mesnevi nazım şekli ile kaleme alınmıştır. Dil hususiyetleri dikkate alındığında çalışmaya dahil edilen her iki metin de Klasik Osmanlı Türkçesinin hususiyetlerini taşımaktadır.
Hikâye, mu’cizât, Ebû’l-Mihcen, manzum, mensur.