Anonim Türk halk edebiyatı türü olarak incelenen türkü, Türklere ait bir kültürün aktarıcısı ve üreticisi konumunda yer almaktadır. Bir millete ait değerlerin, inanışların, gelenek ve göreneklerinin aktarıldığı türkülerde, belirli bir vuku çerçevesinde oluşum gözlenir. Halkın kültürel birikimleri, ezgiler dâhilinde dizelere aktarılır. Türküler, özden gelen bir arzu ve heyecan duyusu ile ortaya çıkabileceği gibi çeşitli acılar (doğal afet, savaş, ölüm vb.) neticesinde de türkü yakıcılar tarafından ele alınabilmektedir. Bu bağlamda âşıklık geleneğine özgü âşıklarda da görülebilecek bu tür anonim şekilde de karşımıza çıkmaktadır. Kültürel birikimin okuyucuya sunulması sonucunda ele alınan her dize, toplumun sevinci, hüznü ve heyecanı olarak hissettirilir. Kolektif birikim sürecinde toplumun içsel serüveninin dışavurumu olarak karşımıza çıkan türkü, mitik döneme ait izler ve sembolleri de bünyesinde barındırır. Kolektif bilinçdışı birikimi ile var olan insanoğlu, atalarının mirasını yaşatır. Geçmişten geleceğe uzanan bir türün özünde halka ait unsurları barındırması da doğaldır. Atalar kültü mirasını yaşatarak âşıklık geleneği ürünlerinden beslenen, şiirlerinde halk kültürüne ait ögeleri sıklıkla kullanan, duygularını şiirlerine yansıtarak irticalen söylemlerini sazı ile bağdaştıran âşık ise Karacaoğlan’dır. Âşığın şiirlerinde işlediği konuların yanı sıra doğayı ele alışında da mistik bir anlatım tarzı görülmektedir. Çalışmada ozanın “Kaşların Kara Değil Mi” türküsünde yer alan semboller ve imgeler incelenecek olup kolektif birikimin ilk yapı taşı olan arketip kavramı, “kara” sembolü doğrultusunda çözümlenmeye çalışılacaktır.
Âşık, türkü, kültürel birikim, saz, arketip.