Modern zamanlara dek tarihi, coğrafi, sosyal ve siyasal şartlardan ötürü sözlü geleneğin güçlü birer temsilcisi olan Kazak Türkleri, sair Türkler gibi zengin bir anlatı geleneği ve repertuvarına sahiptirler. Şekil itibari ile nazım-nesir karışık, destan-masal arası bir tür gibi görünen ve söz konusu geleneğin farklı bir örneği olan Kazak kahramanlık masalları, konusu bakımından destanlara yakın olsa da topyekûn bir milleti ilgilendiren sorunlardan ziyade kahramanın öz macerasını, ekseriyetle daha dar grupların karşılaştığı güçlükleri ve ana kahramanın bu manada verdiği yaşam mücadelesini aktaran sözlü eserlerdir. Türk epik yaratmalarında esas gaye milletin menfaatlerini koruyup kollamaktır. Milletin koruyucusu ise onun kendi bilinç dünyasında yaratıp şekillendirdiği anlatı kahramanıdır. Epik anlatı kahramanı, doğumundan ölümüne kadar hayatının her aşamasında anlatılardaki diğer karakterlerden ayrışan bir portre çizer; zira o, milletin ülkülerini kendi bünyesinde toplayan ve bu idealleri yaşatma kudretine sahip kişidir. Bu çalışmada, Kazak kahramanlık masallarında yer alan toplumsal cinsiyet unsurları, aile sosyolojisi bağlamında disiplinlerarası bir yaklaşımla aktarılmaya çalışılacaktır.
Destan, masal, kahramanlık masalı, Kazak Türkleri, roller, toplumsal cinsiyet.