Devrin meşhur âlimi, şeyhülislâmı ve devlet adamı olmasının yanı sıra yazdığı gazelleriyle de bilinen Yahyâ Efendi, 16-17. asırda yaşamış önemli şairlerimizden biridir. Birçok eseri olmakla birlikte daha ziyade Divan’ıyla adından söz ettiren şairin bu eseri çeşitli açılardan değerlendirilmiştir. Divan’la ilgili yapılan ve konumuzla da bağlantısı bulunan çalışmalardan birinde eser belâgat ilmi bağlamında, diğerinde ise söz sanatları yönüyle incelenmiştir. Ancak söz konusu çalışmalarda Divan’da geçen şiirlerdeki teşhis sanatına dikkat çekilmediği görülmüştür. Dolayısıyla bu çalışmamızda, şairin teşhis sanatı doğrultusunda güneşle ilgili kelimeleri nasıl ele aldığı üzerinde durulmuştur. Çalışma, “güneş, şems, hûrşîd, âfitâb ve mihr” kelimelerinin teşhise konu oldukları kadarıyla sınırlandırılmıştır. Bunların teşhis sanatı odağında hangi yönlerden ele alındıkları ortaya konulmuş, şairin belli bir sanat ve varlık özelinde beyitlere nasıl anlamlar yüklediği ve hangi varlıklarla ilişkilendirerek güneşi kişileştirdiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Hatta teşhisin yanı sıra güneşle ilgili beyitlerde geçen diğer edebî sanatlara da değinilerek her bir beytin edebî sanatlar açısından ne derece zengin bir içeriğe sahip olduğuna dikkat çekilmiştir. Anlama dayalı şerh yöntemiyle beyitler açıklanmıştır. Böylece şair ve eserinin bu konu bağlamında daha yakından tanınması amaçlanmıştır. Bu çalışmayla şair tarafından güneşin kul, âşık, sevgili, cömertlik sahibi bir insan, hatta vahşi bir hayvan tabiatında gösterilerek kişileştirildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Şeyhülislâm Yahyâ, divan, güneş, teşhis, edebî sanatlar.