Bir kişinin, kurumun veya toplumun olumsuz ve gülünç yanlarını nazım veya nesir olarak eleştirmek ve kötüleyip alaya almak anlamına gelen hiciv, divan edebiyatında geniş bir yer tutmaktadır. Klasik edebiyatta şairler “methiye” ile bir başkasını, “fahriye” ile de kendisini över. Ancak şairlerin kendilerini eleştirmesi ve alaya alması nadir görülen durumlardandır. Bir kişiyi hicvetmek methiyenin, şairin kendisini hicvetmesi de fahriyenin zıttı olarak görülebilir. Divan edebiyatında daha çok hezliyat, mizah ve hiciv muhtevalı şiirler yazan bazı şairlerin kendilerini de alaya aldıkları görülür. Şairler şişmanlık, köselik, yaşlılık, dişlerinin ve bazı uzuvlarının olmaması gibi fiziksel kusurlarının yanı sıra şiirlerinin düzensiz, manasız, tatsız tuzsuz ve maskara olması gibi hususlarda kendilerini alaya alabilirler. Bunu yaparken hiciv ve mizahın bir özelliği olan kaba ve argo sözler sarf etmekten de kaçınmazlar. Bu çalışmada divan edebiyatında hiciv ve mizah yönü öne çıkan bazı şairlerin şiirlerinden hareketle, şairlerin kendi fiziksel kusurları ve şairlik yetenekleriyle alay etmeleri ele alınmıştır.
Divan şiiri, hiciv, mizah, kendini alaya alma.