Bu çalışma, köyde yaşayan kesimin din adamı tipolojisine nasıl yaklaşıldığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Muzaffer İzgü, toplumcu-gerçekçi romanlarıyla yaşamın aksayan yönlerini göstermeyi sorumluluk bilen bir yazardır. İt Adası adlı yapıtında da bu eksiklikleri, kara mizahı başarılı bir şekilde kullanarak kaleme almıştır. Cahillik, fakirlik, gençlerin bilgisizlikten kaynaklanan yanlış cinsel yönelimleri ve sahte din adamlarının halkı nasıl kandırdığı romanda acı bir şekilde anlatılmıştır. Çalışmamızda özellikle din adamlarının halkın inancını nasıl kazandığı ve bunu yaparken hangi yöntemleri kullandığı incelenmiştir. Halkın kutsallık atfettiği sayılar, peygamber isimleri, kutsal dağlardan getirildiğine inandırılan taşlar mollaların kendilerini köylüye inandırmaları için bir araç olmuştur. Fakirlikten kurtulmak isteyen köylüler, çocuğu olmayan kadınlar çare olarak kerametine inandıkları mollalara başvurmuşlardır. Araştırmamızda Muzaffer İzgü’nün İt Adası adlı romanı temel kaynak olarak kullanılıp, sahte din adamlarının köylüyü nasıl kandırdığı konusu ele alınmıştır. Ayrıca dönemin din adamı algısının birkaç eserde gösterdiği paralellikler ortaya konmuştur. Birçok romanın yanı sıra Türk sinemasına da yansıyan din adamları incelediğimiz romandaki algı ile benzerlik göstermektedir.

Din adamı, inanç, İt Adası, molla, Muzaffer İzgü.

This study aims to reveal how the people living in the village approached the clergy typology. Muzaffer İzgü is a responsible writer who knows how to show the failing aspects of life with his socialist-realist novels. In his work It Island, he wrote down these shortcomings by successfully using black humor. Ignorance, poverty, wrong sexual orientation of young people due to ignorance, and how false religious men deceive the public are painfully described in the novel. In our study, how the clergy gained the belief of the people and what methods they used while doing this were examined. The numbers, which the people ascribe to holiness, the names of the prophets, the stones believed to be brought from the sacred mountains became a tool for the mullahs to convince the villagers. Villagers who wanted to get rid of poverty, women without children applied to the Mullahs, whose miracles they believed, as a remedy. In our research, Muzaffer Izgü's novel İt Adası was used as the main source, and the issue of how false religious men deceived the villagers were discussed. In addition, the parallels of the perception of the clergy of the period in several works have been revealed. In addition to many novels, the clergy, who are reflected in Turkish cinema, are similar to the perception in the novel we examined.

Clergyman, belief, İt Adası, mullah, Muzaffer İzgü.