Tür kavramı, içerdiği ve dışladığı öğelerle var olan pozitif bilimlerdeki anlamını, edebi türler söz konusu olduğunda daha esnek bir zemine emanet eder. Edebi türler, ödünç alınan bu kavramın anlamına önce yaklaşıp sonra uzaklaşarak kendi tarihselliğini sürdürür. Bu hareketlilik, özellikle biçimsel değişimler yoluyla, düşünsel alandaki gelişmelerle neredeyse paralel bir biçimde kendini gösterir. Bu çalışma örneğinde bu hareketlilik, Antik Yunan'da türlerin sınırlarını şekillendiren düzen ve kozmosa doğru eğilimle başlar. Bu durum, türlerin zihinsel bir şemasını beraberinde getirir. Uzun zamandır sadık kalan bu şema, önce modernizmle sonra da postmodernizmle bir hareketlilik yaşar. Modernizmin kendine özgü yeni sınırlarla varoluşu, edebi türlerin sınırlarında bir sarsıntıya neden olur. Bu sarsıntı, türler arası geçişte büyük değişimler sunacak olan pre-postmodernizmin bir işaretidir. Modernizmin kurucu öğelerini yıkarak kendini inşa eden postmodernizm, modernizmde edebi türlerin yeni sınırlamasını aşmaya odaklanır. Bu çalışmada, modernizmin edebi türlerin sınırlarında yarattığı kopuşlara kısaca değinilerek postmodernizme geçiş yapılmaktadır. Postmodernizmin edebi türlerin sınırlarının çözülmesinde ve bulanıklaşmasında oynadığı baskın rol tartışılmaktadır. Çalışma, Cemal Şakar'ın "Önce Vatan" öyküsündeki postmodern unsurları, "Mürekkep" adlı eserinde örneklendirmeye çalışmakta ve bu unsurların tür kavramının bulanıklaşmasına olan etkilerini incelemektedir.
Yeni Türk Edebiyatı, edebi tür, postmodernizm, Cemal Şakar, Mürekkep.